HEDEFLERE NASIL ULAŞILIR ?
HEDEFE ULAŞMAMIZ İÇİN NELERİ YAPMALI
1 - Sosyal insan olmalıyız . Çevrenizi genişletmeliyiz , dilinize sahip olup , kalp kırmamalıyız. 2 - İki gününüz birbirine eşit olmasın , yanlış olduğunu gördüğünüz her adım ileriye doğru atılmış bir başka adım olarak görüp , ders almasını bilmeliyiz. 3 - Başkalarıyla değil kendinizle yarışalım. 4 - Sağlıklı yaşamak için gıda politikasını sürekli gözden geçirmeliyiz. (süper sağlık ilkelerine uyun) 5 - Sabah gün doğmadan kalkıp sonra katiyen yatmayın, mutlaka kitap okuyun, kahvaltıyı ailece yapın. 6 - Her gün birkaç dakika hedeflerinizi ,yapacaklarınızı düşünün (tefekkür yapın , hedefinize ulaşmanın size vereceği mutluluğu hissedin.) 7 - İnanıyorsanız, Allah’ın emirlerini yapıp ,men ettiklerinden kaçının. Müslüman için bu çok önemli bunun aksine hareket edenlerde başarıya ulaşamazlar, İnsanın kalbinde bir uhde kalacağı için suçluluk duygusu olacaktır. 8 - Dostlarınıza kendi problemlerimden değil iyiliklerinizden bahsedip, onların problemlerine ortak olun, dertlerini gidermeye çalışın (hiç olmasa bir tebessümle onların yanında olduğunuzu hissettirin). 9 - Dünya sevgisini takva ile, Günahları tövbe ile , Kabir azabını Kelimeyi tevhit ile , Ahiret Korkusunu salih amelle, Sırat köprüsünü Kamil imanla geçebileceğinizi bilerek buna göre çalışmalarınıza yön verin. 10- Ailenize zaman ayırarak onların problemlerini çözüp ilişkilerinizi daha sıkı yapın. 11- Öl söz verme öl sözünden dönme ,doğru ol ki ; sırtın yere gelmesin. 12- Dünyayı sevin ama Ahireti unutmayın, Yaşamayı sevin, ölümü unutmayın, Malı mülkü sevin hesabını unutmayın, Yaratılanları sevin, yaratanı unutmayın, Saray hayatını sevin, kabri unutmayın. 13- Haftada bir günü kendinize ve dinlenmenize ayırınız. YOLUMUZU AYDINLATACAK IŞIKLAR...: 1- İnsan haklarına tecavüz etmeden hayatınızı idame ettirin. 2- Kendimin dostu olacağım olanlar için kendimi yıpratmak yerin, derhal sorunun çözümü üzerine yoğunlaşacağım. - Geçmişim geleceğim değildir. - Hiçbir sorun kalıcı değildir. Hiçbir sorun tüm yaşamımı etkileyemez. Yoğun, olumlu, yapıcı eylemleri sürdürürsem, sorunlarım çok hafif kalır. - Albay sanders 65 yaşında kendisinin iyi bildiği tavuk tarifini satabilmek için 1009 kez reddedilmeyi göze aldı. Walt Disney “Dünyanın en mutlu yeri” eserini gerçekleştirebilmek için 302 kez reddedildi. O halde; - Amaçlarımın peşinde giderken sabırla ve esneklik duygusunu kaybetmeden yoğun ve sürekli eylemde bulunur, çözüm yoktur duygusunu bir kenara bırakırsam; eninde sonunda istediğimi elde ederim. 3- Başarısızlık diye bir şey yoktur. Dualarımızın, istediklerimizin hemen olmaması (gecikmesi) onu Allah’ın reddettiği anlamına gelmez. Yaptığınız iş bir işe yaramazsa bir şey öğrenirsiniz (Tecrübe). - Başarı iyi bir yargının sonucudur. İyi bir yargı deneyimin sonucudur. Deneyin, genellikle kötü yargının sonucudur. - Çabalarımı sürdürür ve hatalarımdan ders alırsam mutlaka başarırım. “Ümitsizliğe kapılmadım; yanlış olduğu görülen her adım ileriye doğru atılmış bir başka adımdır.” (Thomas Edison ) 4- Geleceğimi hayat şartlarım , verdiğim kararlar belirleyecek. ‘Antony Robbins’ Soichiro
Honda , yoluna çıkan bir takım çok büyük engelleri sadece
yarışta amacına ulaşmak için konan engeller olarak görmeye
karar verdi (1938). Toyotoya segman satma rüyası ilk denemesi
başarısız oldu ama vazgeçmedi. Çünkü o başarının
anahtar formülünü biliyordu. c) Planı başarısız olduğunda bile, nelerin işe yarayıp nelerin yaramadığına dikkat etti. d) Yaklaşımını değiştirmeyi sürdürdü, Peşinden gittiği şeylerin yolunda esnekti. Sonunda 2 yıl sonra Toyotaya segmanları satmayı başardı. Savaş nedeniyle çimento bulamadı. Pistan fabrikasını yapamadı. Çimento yapmanın başka bir yolunu arkadaşlarıyla bulup fabrikayı yapıp üretime başlar, fakat bombardımanda yıkılır. Tekrar yapar. Bu kez deprem yıkar. Fakat Allah bir diğer kapıyı açmadan başka bir kapıyı kapatamaz. Çim biçme makinesinden motosiklet yaptı. Arkadaşlarına sattı, motor bitince 18.000 bisikletçiden 3000 bisikletçi buna para gönderdi, yaptığı beğenilmedi, yaklaşımını değiştirdi , daha küçük bisiklet üretti ve başardı. Şimdi 100.000 kişi çalıştırıyor. - “Karar verdiğimiz anlar, Geleceğimizin
şekillendiği anlardır.” (Antony Robbins) 1) Neye odaklanacak 2) Ne anlamaya geliyor 3) Ne yapılacak 5- “İman; henüz görmediğimiz bir şeye inanmaktır; bu imanın ödülü ise inandığınızı görmektir.” St. Augustine İnançlarımın oluşturulması
6-Kilitlenmeyi (yoğunlaşmayı) doğru yöne yönlendirmek. Herhangi bir şey hakkındaki hislerimi değiştirmenin en hızlı yolu odaklaşacağım (yoğunlaşacağım) konuyu değiştirmektir. Kendimi kötü hissetmem için bana acı veren bir konuyu düşünmem veya oraya odaklanmam yeterlidir. Kötü bir filmi tekrar seyretmek istediğimize göre odağımı kontrol edip “yapabileceğim ve neleri kontrol edebileceğim” üzerinde odaklaşmak zorundayım. - Kendini iyi hissetmek için beni mutlu eden,
beni, arkadaşlarımı ailemi iyi şeyler hissetmesini sağlayan
herhangi bir şeyler üzerinde odaklaşacağım. (Müteşekkir
olduğum veya heyecanlandıran rüyaların üzerine yoğunlaş)
(bir partide tartışan çifti değil gülüşen şakalar tarafa
yoğunlaşır ) 7-SORULAR, CEVAPLAR Odağımı, en iyi şekilde soruların gücünü kullanarak kontrol edebilirim. Stanislavsky Lech’in evine giren naziler ailesiyle birlikte ölüm kampına götürürler. Ailesini gözünün önünde öldürülür, zayıf,acılı aç haliyle gün boyu diğer tutuklularla birlikte çalıştırılır. Burada kalırsa öleceğine karar verdi ve kaçmak zorunda olduğunu “Bu korkunç yerden nasıl kurtula bilirim” sorusunu sordu. Çevresi “Aptal olma! Bu mümkün değil” derken o “nasıl kaçabilirim” sorusunu sordu ve gaz odasında öldürüldükten sonra yığın halinde kamyon arkasına doldurulmuş olan cesetleri (çıplak) gördü. “Kaçmak için bunu nasıl kullanabilirim” sorusunu sordu. Gizlice soyunup cesetlerin arasına daldı. Ölü numarası yaptı. Araba hareket etti bir süre sonra cesetler açık mezarlığa yığın halinde boşaltıldı. Kimsenin görmediği bir an oradan çıkarak 40 km. Çıplak olarak özgürlüğe koştu. Onu kurtaran farklı soru sormasıydı. Problem çıktıkça şu sorulur beni araştırmaya, çözüm bulmaya hazırlar. PROBLEM ÇÖZME SORULARI 1- Bu problemin güzel yanı değildir? 2- Henüz mükemmel olmayan şey nedir? 3- İstediğim şekilde olması için daha neler yapmak istiyorum? 4- İstediğim şekilde olması için artık ne yapmak istemiyorum? 5- İstediğim şekilde olması için yaptıklarımdan nasıl zevk alırım? GÜÇLENDİRİCİ AKŞAM SORULURI 1- Bugün ne verdim, bu gün ne şekilde bir verici idim? 2- Bugün ne öğrendim? 3- Yaşam kalitemi nasıl artırdım ya da bugünkü yatırımımı gelecek için nasıl kullanabilirim? GÜÇLENDİRİCİ SABAH SORULARI 1-
Şu anda hayatımda beni mutlu
kılan nedir? 2-
Şu anda hayatımda beni
heyecanlandıran nedir? 3-
Şu anda hayatımda beni
gururlandıran nadir? 4-
Şu anda hayatımda beni
minnettar kılan nedir? 5-
Şu anda hayatımda en çok
hoşuma giden şey nedir? 6-
Şu anda adanmışlığımı
sağlayan nedir? 7-
Kimi seviyorum? Kim beni seviyor? Bu sorular can kurtaranımdır. Onlar odağımı ve yaşamımı değiştirmede bana yardımcı olacaktır. Sürekli olarak istedikleriniz ve sorunlar üzerinde değil, çözümler üzerinde yoğunlaşmanız gerekir! 8- MUHTEŞEM DURUMUNUZA HOŞ GELDİNİZ Duygusal yapımız, fiziksel hislerimizi etkilemektedir. Fakat, tersi daha güçlüdür. Çoğumuz duyg nun hareketle oluştuğunun farkına varmayız. HAREKET ŞEKLİMİZ; Düşüncelerimizi hislerimizi ve davranışımızı değiştirir. Koşmak, alkışlamak, atlamak gibi daha çok fiziksel eylem gerektiren hareketler gibi daha çok yüzümüzdeki küçük bir kas hareketi bile vücudumuzun kimyasını etkiler. Örneğin çöküntüdeki bir kişi vücuduna bir şekil verir (Omuzlarını düşürerek onları öne veya geriye çekmek gibi hareket yapar. Baş, göz aşağı çevrilir. Araştırmalarda beyne giden kan akımını veya oksijen düzeyini değiştirerek beyin ulaklarının ya da sinirsel ileticilerin uyarı düzeylerini artırırlar. Yüzünüzü korku, kızgınlık, sürpriz, tiksinti hissedeceksiniz o fizyolojiye sakarsanız değişimi sizde hissedersiniz. YAŞAMI DEĞİŞTİRMENİN EN ÖNEMLİ YOLLARINDAN BİRİSİDE ; Konuşma mimik ve hareket şeklimi değiştirmektir böylelikle “ kendimden beklentilerimle ilgili mesajların beynime anında iletildiğini gördüm” Zihinsel bakış açımı değiştirmeye başladı. Daha dinamik düşünmeye ,daha güçlü ,daha olumlu, daha saldırgan eylemlere başladığımı fark ettim. Bunun sırrı ; Alışık olmadığım bu hareketleri benimseyinceye kadar bilinçli bir şekilde dikkatlice yapmamdır. Bu güçlü ve olumlu alışkanlıklar, zihnime ve sinir sistemime iyice yerleşti. Hareketlerimin temeli aşırı derecede güvenli insanlarda gördüklerimin kopyasıydılar. Tüm yaptığım şey aynı kuvvet ve yoğunlukla taklit etmekti. Hareketlerimizdeki değişim büyüdükçe duygularımız ve eylemlerimiz her gün daha fazla değişecektir. ÖNERİ.: Bir daha hayal kırıklığı hissetmeye başlarsanız ; hemen sıçrayın , vücudunuzu silkeleyin, derin bir nefes alın, geniş bir şekilde gülümseyin ve kendinize “Bunun güzel olan yanı nedir ? “ , “Çılgın tarafı nedir ?”, “eğlenceli yönü nedir ?”, “Bu problem on yıl daha sürer mi?” gibi sorular sorun. Hem fizyolojinizi hem odağınızı değiştirmek sizi daha iyi bir zihinsel duruma sokacaktır. Hareketleri sizin yapmak istediğiniz gibi olan birini düşünerek konuşma şeklini ve hareket tarzını taklit ediniz , en azından iyi bir fikir yakalarsınız. Yıldız futbolcusunuz , final maçında gol atıyorsunuz . Nasıl yürürdünüz ? Omuzlarınız çökük mü ? ASLA . Kasılarak yürürdünüz değil mi ? Tüm vücudunuz “ben büyüğüm” derdi. Başarılı insanları bulunuz ve onların güven fizyolojilerini küçük hareketlerini nefes alışlarını, yürüyüşlerini modelleyiniz. Daha iyisi zihinsel veya duygusal olarak en iyi olduğunuzda kullandığınız hareketleri modelleyiniz. Bunu oyun değil vücudumuzun her köşesine yuvalanan muhteşem zekaya ulaşmanın bir yolu olduğunu bilin. Aynı hareket ve nefes tohumlarını ektiğinizde de aynı ödülleri alırsınız. 9 - KELİMELERİN MUHTEŞEM GÜCÜ (BAŞARI SÖZLÜĞÜ ) Kelimelerin hislerimizi değiştirme gücü vardır. Bir kimseye bir konuda size “Hatırlasın” denilse Yanlışsınız denilse veya “Yalan Söylüyorsunuz” denilse esas olarak aynı ifade olmasına rağmen sadece bir kelimenin değiştirilmesiyle düşünceniz ve hisleriniz anında değişir değil mi?
10- BENZETMELER (Bir duvarla mı karşı karşıya sınız? O halde yeni bir benzetme ile yıkan!) Benzetme bir şeyi bir başkası yerine koymadır. “Yaşam bir savaştır.”, “Yaşam bir plajdır.” bakış açısıdır. “Yaşamınız veya içine bulunduğunuz durumu tanımlamak için bir benzetme seçtiğinizde onu destekleyecek inançları da seçiyorsunuz demektir.” Bu nedenle kendinize veya bir başkasına kendi dünyanızı tanımlarken çok dikkatli olmalısınız. Bir aktörün insanlık için “Dev bir aile “ benzetmesi yabancılara bile ilgi ve sevgi hissetmektedir. Aktör kalp krizi geçirir. Helikopterle hastaneye yetişir. Eşi gelir ve der ki “Sadece bir film bebeğim. Sadece bir film” Film de insanlar gerçekten ölmezler değil mi? “Dünyanın yükünü omuzlarımda taşıyorum” öyleyse dünyayı ayaklarınızın altına alın ve harekete geçin. 11- AMAÇLARI BELİRLEME, GELECEĞİNİZİ NASIL İNŞA EDİLEBİLİR? İnsanların olağanüstü görülen amaçları, gerçekleştirdiklerinde genellikle onların doğru yerde, doğru zamanda bulunarak şanslı oldukları kabul edilir. Fakat gerçek hepsinin inanılmaz başarılarının aynı ilk adımla yani bir amaç belirlemekle başladıklarıdır. Daha çok hazırlandıkça, daha çok şansa sahip olunur. Bazı insanlar amaçlarını belirlemekten korkarlar çünkü hayal kırıklığına yada başarısızlığa uğrayacaklarını düşünürler. Onlar amaçlara ulaşman, belirmen yarısı kadar bile önemli olmadığını fark edip, onları gerçekleştirmek için neden yoğun bir şekilde eyleme geçmezler. AMAÇLARIMI BELİRLEMENİN nedeni Yaşamımıza bir odak kazandırması ve istediğimiz yöne doğru hareket ettirmesidir. Sonuç olarak; bir amacı gerçekleştirmek veya gerçekleştirmemek, o amacın peşinde giderken oluşturduğunuz kişiliğin yarısı kadar bile önemli değildir. BAŞARININ elinizden geleninin en iyisi ara sıra yapmaya değil, sürekli olarak yapmanıza bağlı olduğunu biliniz. Başarılı olanlar kendilerini SÜREKLİ gelişmeye odaklarlar, sadece iyi yapmakla asla tatmin olamazlar. Sürekli olarak daha iyisini isterler. Kendinizi sürekli ve asla sona ermeyen gelişme felsefesine adarsanız; Sonuçta sadece yaşamınız boyunca büyümeyi sürdürmekle kalmaz, aynı zamanda mutluluğun gerçek kaynağına ulaşırsınız. Not...En başarılı insanlar çiğneyebileceklerinin dışında daha fazla lokma ısırmazlar amaçlarını küçük ve yönetilebilir parçalara ayırırlar, ara amaçlar belirlerler. 12- “ZAFER İLK ADIMLA BAŞLAR” Amacını belirlemeyen insanlar bir yoldan giderken diğer yola saparlar , ne istediklerini bilmemeleri onlar için bir problem teşkil eder. Bu insanlar rotasını bilmeyen 'gemi kaptanı' na benzerler. Sizin kaptanlık dereceniz ne kadar üstün olursa olsun gideceğiniz rota sizde yoksa denizde dolaşır durursunuz. Yada istemediniz bir yere varmaya mecbur kalırsınız. ŞİMDİ yapman gereken şey rüya görmektir. Rüyanızı kağıda dökün .Aksi halde bu kitapçıktaki yazılı notların size bir yararı olmayacak . Tümüyle güven ve huzur hissettiğiniz bir yerde düşünün ! “ Başarısızlığa uğramayacağınızı bilseydiniz ne yapardınız ? Başarıdan kesin emin olsaydınız hangi yolları izler HANGİ EYLEMLERDE bulunurdunuz ? “ Belirgin olun tüm ayrıntıları görün ,ne kadar ayrıntılı düşlerseniz bir sonuca ulaşmak için o kadar güçlü olursunuz. KISITLAMA YOK! 1) Çok fazla hediyelerin verilip alındığı bir bayram günü gibi davranın. Hayalleriniz büyük olsun ,tüm olmak ,yapmak ,sahip olmak, paylaşmakla ilgili herşeyi yazın ,kedinizi KISITLAMAYIN. 2) Listedeki sonuçlara ne zaman ulaşacağınızı tahmin edin (altı ay,bir yıl, on-on beş-yirmi yıl) Bugünkü yapacaklarınızı yazmayınız! 3) Bu yıl gerçekleştirebileceğiniz 4 amacınızı (hedefinizi) ele alın. Bunlar en çok adandığınız, sizi heyecanlandıran, sizi tatmin edecek şeyler olsun. Bir şeyi yapmanın NİÇİN’i nasılından çok daha güçlüdür. Yeteri kadar niçin bulursanız, daima nasıl yapacağınız bulursunuz. Yaşamınızdaki diğer kişileri de düşünmelisiniz. 4) Tüm bunları yaptıktan sonra amaçlarınıza ulaşmak için nasıl bir insan olmak zorunda olduğunuzu tanımlayın. Beyninizi eğitin. Kurallarınızdan birisi ,amaç belirlediğinizde ; derhal onu destekleyecek birşeyler yapmalısınız. Günde iki kez birkaç dakika için sakin bir şekilde oturun ve amacınız hakkında düşünün. Amacınızı gerçekleştirmiş olduğunuzu kabul edin. Bundan zevk ,gurur ve heyecan duyun. Tüm harika ayrıntıları görün ve işitin. Tüm kararlılığımızla bütün güçlüklere göğüs gerebileceğimiz üzerinde anlaşırsak ödülünüz hayal edebileceğinizin çok ötesinde olacaktır. 13 . ON GÜNLÜK ZİHİNSEL MÜCADELE 1) Önümüzdeki on gün boyunca verimsiz ,herhangi bir düşüncenin hissin ,sorurun, kelimenin, benzetmenin aklınıza takılmasına kesinlikle izin vermeyiniz. 2) Kendinizi olumsuza odaklanırken yakalarsanız daha iyi bir yer edinebilmek için derhal kendi kendinize sorular sorun ( problem çözme soruları 7.md) 3) Sabah uyandığınızda kendinizi güçlendirici “sabah sorularını “ sorun.(7.mad). Gece uyumadan kendinize güçlendirici “Akşam sorularını “sorun . Bu sürekli olarak kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır. 4) Birbirini izleyen on gün içinde bütünüyle çözümlere odaklanın , sorunlara değil. 5) Verimsiz düşünce, soru veya hisse kapılırsanız; kendinizi yemeyin Onu derhal değiştirin. Bunlardan herhangi birisini beş dakikadan fazla barındırırsanız ertesi sabah on günlük sürece yeniden başlanmalı. AMAÇ; on gün boyunca olumsuz düşünmeyi barındırmamaktır. Bu Yöntemin Yararları 1) Size geriye götürecek zihinsel alışkanlıkların tümünü görmenizi sağlayacaktır. 2) Beyninizin güçlü ve yararlı alternatifleri aramasını sağlayacaktır. 3) Yaşamınızı tersine çevirebileceğinizi gördükçe,size korkunç bir güven verecek. 4) Her gün daha fazla büyümenize ve yaşamdan zevk almanıza yardımcı olacak;yeni alışkanlıklar,yeni standartlar ve beklentiler oluşur. 14- UMURSAYAN BİR DÜNYAYA HOŞ GELDİNİZ Birileri yaşamının ne kadar zor, problemlerinin ne kadar çözülemez olduğunu anlattığında ;ilk olarak onların alışkanlık haline getirdikleri zihinsel bakış açılarını kırmalarına yardımcı olurum. Onlara “lütfen bir veya iki gün için unutun. Sizden kötü durumda olanını bulup,onlara biraz daha iyi olabilmek için yardımcı olunuz” derim. (Bana benden daha büyük sorunu olan yoktur derler). Şüphesiz bu doğru değildir. Kızını, eşini veya oğlunu kaybetmiş bir çift bulun. Kıt kanaat geçiniyorsanız sokakta yaşayan birini bulun ve ne kadar şanslı olduğunuzu hatırlayın. Onlara yardımcı olursanız size; 1- Sorunuzun görünümünü belirleyeceksiniz ve her şeyi daima tersine çevirmenin bin yolu olduğu gerçeğini anlayacaksınız. 2- Problemi “çözmeseniz” bile tüm yaptığınız başkasıyla ilgilenmek ve onu rahat ettirmek olsa bile; onu geriye almadan veremeyeceğinizi öğreneceksiniz. Temelde cömertçe vererek asıl insani zevk ve doyumu hissedeceksiniz. Bunu en kısa sürede (24 saat veya 1 hafta içinde) deneyin. Kendinize iyi bakın. Ne kadar iyi olursanız o kadar çok verebilirsiniz. Daha da iyisi sadece kendinize bakmanın ötesine geçin. Olağanüstü bir hayat oluşturun. Yolunuz istediğiniz yere çıksın, rüzgar daima arkanızdan essin. Güneş yüzünüzü ve yağmursa tarlanızdaki toprağı kabartsın ve tekrar karşılaşıncaya kadar Allah sizi iyiliklerle birlikte korusun. Mevla’m sizinle olsun. 15- B A Ş A R I ... Sizi şu an ki görevinize kim getirdi. Fakülteyi bitirmeyi emlakçı olmayı kim istedi. Tabi ki siz kendiniz istediğiniz için daha fazla çalışma ve hedefleri belirlemeniz gerekir. Eğer siz herhangi bir görev için harlanmamışsak, çaba sarf etmişsek hayat asla bizi bu göreve getirmeyecektir. İnsanlar herhangi bir işi yapmaya nasıl aday olurlar? 1- Ya biz göreve hazır oluruz (Şans fırsatlara hazır olmaktır). Çevremizdeki insanlar o görevi zorla yüklerler. 2- Zor bir göreve talip oluruz ona sahip olmak için çalışırız. Kader bunu bize ihsan eder. İnsanlar ve görevleri arasında fark vardır. Bazıları dehasa işler başarır. Siz görevi benimsememişseniz, çalışmazsanız, gayret göstermesinin onun için başarı sağlayamazsınız. 84 ülkeyi dolaşana “bende dolaşmak isterim” deyince gerçekten isterseniz başarırsınız nasılın cevabını ararsınız, araştırırsınız o olur. Allah başarıyı istemeyen kuluna vermiyor. Eğer ne kadar çok isterseniz o kadar veriyor. Çok fazla sayıda istemeli. Büyük işler başaran insanlar beyinlerini (zihinlerini) sürekli kullanan insanlardır. Düşünceler , idealler için kullanılmalı. Bir amaca hemen ulaşmayı isteriz. Acele yok büyük hedefler uğrunda ısrarla bıkmadan çalışmalı (Meyve ağacın meyvesini kaç yılda verir?). Kendi işimizde zirveyi çıkmak veya başka işleri de incelemeli yeteneklerimizi geliştirmeliyiz. 16- G A F L E T... Bizi tembelleştiren gaflet, ülfet denilen alışkanlığa bağlı olarak güzellikleri gözümüzden gizler. Gaflet bir kimseyi kuşatmış ise zihni aktif çalışmaz. Pasiftir ve başkalarının yönlendirmesi altındadır. Bedenen de tembelleşir. Peygamber Efendimiz “Üzerinize gaflet çökünce yerinizi değiştirin” der. Gafletten etkilenmişseniz başka yere gitmeniz veya bakış açınızı değiştirmeniz gerekir. İnsana anlam katan ilkle vardır. İlk defa bir yere gidiyorsanız veya çocuğunuz olunca veya eşiniz ne kadar mutlu oluyorsunuz değil mi? Bir süre sonra (Ay, Yıl, Üç Yıl) o şeylerin ojinalliğini göremezsiniz. Köyde güneşin doğuşu batışı daha güzel gözükür. Aslında Ankara dada aynı güneş doğup batmaktır. Bütün sorun zihnimizdedir. Güzellikler hep vardır eğer bakış açımızı değiştirmezsek ülfet hastalığına yakalanırız, güzellikleri göremeyiz. Gafletin hayatımızı kuşatmasına izin vermemeliyiz. Beyin ve vücut tembelliğini ancak bu yolla (gafleti yok ederek) yeneriz. 17- GÜNAHLAR... Günahlar yeteneklerimizin gelişmesinde büyük engeller teşkil ederler. Bediuzzaman der ki “İçinde bulunduğumuz çağda dakikada 100 günah üstümüze hücum ediyor.” Bunlardan sığınacak kale bulamıyoruz, mevcut kalelerde bir bir yıkılıyor, günahlar sokakta, pazarda, evimizin en güzel yerinde (TV) bize hücum ediyor. Arkadaşlarla sohbet ederken (gıybet, haram konuşma esnasında) eğlencede günah işliyoruz. İşlenen günahlar kalbe siyah nokta bırakır. Günahlar nasıl yeteneklerimizi köreltir ve zekamızın gelişmesine nasıl engel olurlar? Yaptıklarımızla, inançlarımız arasında bir çatışma varsa bu stres ve gerginlik oluşturur. Stres ve gerginlik = tatminsizlik, güvensizlik = Yalnızlaşma olur ve hafıza ile düşünce gücü azalmaya başlar, bu da teşebbüs cesaretini kırar ve kendi içimize kapanık boş hayallerle uğraşır dururuz. Biz Müslümansız, yaratıcımızın çirkin gördüğü davranışları sergilediğimizde içimizde çatışma çıkar. Haram, gıybet, kul hakkı gibi günahlarla somurtkan, yaşama sevinci, heyecanı olmayan öfkeli insan üretir. Böyle insanlar zirveye çıkamaz. Sıradan insan olurlar. Belki bir işi vardır ama daha yukarıyı düşünemez, lezzetsiz, monoton , donuk bir hayat yaşar. Meşru dairenin dışında eğlence, mutluluk vb. aranırsa bu zehirli bal hükmündendir. Hayatı söndürür. Özel yetenek gelişimi yoktur. Coşku, şevk, cesaret, arzu, hayal gücü olmayınca bir yere ulaşamaz. Memur gibi yerinde sayar. Günahkar insan, ağır borç altındaki insana benzer. Alacaklısına borcunu uzun süre ödemezse onun karşısına çıkamaz. Gözlenir, yolunu değiştirir, başını kuma sokar. Bütün yaptıklarından utanır. İçten içe kendisini yer. Günahlarla savaşmalıyız. Çünkü günahın yetenek gelişiminin düşmanı olduğunu görmeli. Battı balık yan gider deyişi yerine ısrarlı bir şekilde bıkmadan usanmadan Mevla’mıza tövbe etmeliyiz. Af ve marifet dilemeliyiz. Allah’ın rahmeti yanında bizim günahlarımız çok küçüktür. 18- GELİŞMENİN KIYASINI YAPIN İnsan mükemmeli sürekli olarak arar. Mükemmellikte ve başarının mukayesesinde genelde yapılan yanlış, bir başkasıyla kıyaslamaktır. Bu da insana acı verir. Çünkü hiçbir zaman en iyi olmayacaktır. Örneğin. Bir insan en güzel; zengin; zeki; ben olacağım der ama ondan da güzeli, daha zengini daha zekici çıkacaktır. Bu mahallede çıkmasa başka mahallede bu yıl çıkmasa gelecek yıl çıkar ve yine insan mutsuz olur. İnsan önüne hedef koymalı. Hedeflere adım adım gitmemiz gerekir. Gelişmemizi önceki dönemlere göre kıyaslamalıyız ki, gelişmemizin, ilerlememizin sağlıklı çizgisini görelim. İnsana kendine bakmalı eli ayağı düzgün, güzel yakışıklı, konuşabiliyor, düşünebiliyor, okuyabiliyor, duyguları var, mağarada yaşamıyor. Allah’a şükretmeli bunun yerine kendiyle başkasını kıyaslarsa (güzellik ,zekilik, zenginlik) işte o zaman hiçbir suretle gerçek konumunu öğrenemez. Evlilik oluş, eşiniz, arabanız, eviniz, çocuğunuz, maddiyatınız vardır. Bunları unutmamalı. Hz. Peygamberimiz “Nimetin devamını sağlayan şükürdür” der. O halde Allah’a hamd ile şükür ve candan teşekkür etmeliyiz. Elimizdeki nimetlere karşılık olarak eğer şükürde gaflet gösterirsek bir anda tökezleriz bir rüzgar eser topladığımız bütün birikintiyi sıfırlayabiliriz. Bizim rakibimiz biziz Bunun için biz ancak kendimizi aşacağız. Geçmişimizle mukayese edeceğiz ki gelişmemizi görelim.
Mustafa
Uludağ Bu bölümün bir kısmı Antony Robbins'ın kitaplarından yararlanılmıştır.
|