Türkiye'nin En Kapsamlı Kitap Özetleri Web Sitesi

Kişisel Gelişim

OKUL BAŞARISI ’ndan HAYAT BAŞARISI’na

Yazar: Doç. Dr. İlhan KASATURA
Yayınevi: Altın Kitaplar Yayınevi 

1-Giriş

Yazar kitabına yapmış olduğu bir otobüs yolculuğunda yanındaki ve otobüsteki bazı ailelerle olan konuşmaları ile başlıyor. Bu konuşmalar okul ve hayat başarısı üzerine. Devamında yazar 1970 yılında yapmış olduğu bir anketi ve 20 yıl sonrasını anlatıyor.

1970 yılında 15-18 yaşlarında 258 lise öğrencisini içeren bir anket yapılmış. 20 yıl sonra bu öğrencileri yazar araştırmış ve 32 kişiyle okulun geleneksel çay gününde tekrar bir araya gelip görüşmüş. Olaylar 20 kişilik bir grup arasında geçiyor. Anket sonuçları 1970 yılında 144 ve 1990 yılında ise 32 kişi üzerinden değerlendirilmeye alınmış. Sonuçlar rakam olarak ifade edilmiş. % olarak ifadesini kendim yaptım. Seçilen adaylar belirli bir sosyal yaşam düzeyinde.

Elde edilen sonuçlar gerçekleri yansıtma yönünden isabetli. Sonuçlara ilişkin yazarın önerileri ve çözümleri gerçekçi görünüyor. Uygulanabilir bir his uyandırıyor. Anket sonuçlarında genel olarak iki konu ele alınmış. Öğrencinin okul başarısı ve okul sonrasındaki hayat başarısı. Okul hayatında başarılı öğrenciler ve başarısız öğrencilerin bu durumlarını sağlayan sonuçlar anketlerde ele alınarak araştırılmış. Başarı ve başarısızlık üzerine öğretmen görüşleri alınmış. Başarı -başarısızlık üzerinde öğretmenin rolü anlatılmış. Öğretmenlerin sorunları dile getirilmiş. Zeka durumu, aile ilişkileri, arkadaş ilişkileri ve çevrenin başarı ve başarısızlıktaki rolü araştırılmış.

20 yıl sonra bazı adayların bazı görüşleri:

“Çağdaş yönetici bir ekip çalışmasını gerçekleştirebilen, varılmak istenilen hedefler doğrultusunda işleri organize ederek, en verimli sonuçların alınmasını sağlayan kişidir. Ancak tümüyle kendi görüşlerini uygulamaya koyması, yatay ve dikey etkileşim ile bilgi alışverişini önler. Bu nedenle iyi performans ve yaratıcılık gösteren kişilerin ödüllendirilmesi ve görüşlerine yer verilmesinden yanayım. Bazı şirketlerde toplantılarda gözlediğim şey, üst düzey yöneticilerin astlarına hiçbir yaratıcılık şansı tanımadıklarıdır.”

“İnsanın başkaları üzerinde bıraktığı etkileri bilmesi bence başarılı olabilmek için atılacak en önemli adımlardan biri.”

2- Yirmi Yıl Sonra Yapılan Anket Sonuçları Ve İçeriği:

AİLE HAYATI BAŞARISI:

SOSYAL HAYAT BAŞARISI:

İŞ HAYATI BAŞARISI:

Başkalarına ters düştüğü durumlarda bile kendisini ifade edebilecek cesarette olmak.

1970 Yılında Okulda Başarılı Ve Başarısız Öğrencilerin 1990 Yılındaki Hayat Başarılarının Görünümleri

Toplam 32 Kişi

 

Okulda

Başarılı

Öğrenciler

Okulda

Başarısız

Öğrenciler

Ba?ary Durumu Değerlendirme

Aile hayatında

Sosyal hayatında

İş hayatında

Aile hayatında

Sosyal hayatında

İş hayatında

Kendisi

% 62,5

% 78

% 65,5

% 56

% 53

% 53

Ailesi

% 53

% 59

% 78

% 69

% 63,5

% 56

Arkada?lary

% 81

% 87,5

% 84

% 62,5

% 69

% 40,5

Tablo - 1

Hayat başarısı gösteremeyen kişiler 1990 yılından geriye dönük olarak yaptıkları değerlendirmede kendilerini başarılı olmaktan alıkoyan nedenleri şöyle göstermişlerdir.

3- Başarının Hammaddeleri: Zeka Ve Kişilik Özellikleri

Okulda başarısız öğrenciler için ilk akla gelen neden, başarılı olmak için zekalarının yeterli olup olmadığıdır. Oysa ilkokulu normal koşullarda başarılı bir şekilde bitirmeye yeten zeka, orta öğrenim, hatta yüksek öğrenim için bile yeterlidir. Okulda başarısızlık, zeka faktöründen çok, zekaya işlerlik kazandıramayan etkisiz bir eğitimden kaynaklanmaktadır.

Bir başka deyişle, zekanın hammaddesine işlerlik kazandıracak olan, çevredeki etkileşimlerdir. Öğrenilen yeni kavramları yeni durumlara uygulayabilmek, yani zekaya kıvraklık kazandırabilmek sürekli işleme ve eğitimle gelişir. İleri derecede eğitim eksikliği, ekonomik ve coğrafi nedenler, zeka potansiyelinin gelişmesini engelleyerek, zekaya yeterli düzeyin altında bir görünüm verebilir.

4-Duygusal Sorunlar Zekice Davranışları Engelleyebiliyor

Ailelerin çocuklarıyla yeterince ilgilenememeleri, aile içinde yaşanan huzursuzluklar öğrencinin zekasını olumsuz yönde etkileyerek, geçici bir süre için de olsa zekaya işlerliğini kaybettirebilir. Çevreyle iyi bir uyum içersinde olmak ise zekayı daha verimli hale getirebilir. Bireyin heyecansal olarak dengeli ve uyumlu bir kişiliğe sahip olması, zeka özelliklerini olumlu bir şekilde yönlendirir. Bu nedenle daha önce çok iyi uyum ve belirli bir potansiyel gösteren öğrencilerin birden bire başarısız, dikkatsiz hale gelmelerinde bazı duygusal nedenler araştırılmalıdır.

Ergenlik çağında zekalarına duygularıyla yön vermeye alışmış olan bireyler, bu konuda eğitilmezlerse, daha sonraki yaşamlarında zekalarından istenildiği ölçüde yararlanamazlar. Bireyin duygusal sorunların yüklülüğüne rağmen, zekasıyla yönünü bulabilmesi zeka düzeyinin ortalamanın üzerinde olması gerekmektedir. Ortalama zeka özelliklerine sahip olan bireyler, duygusal sorunlarla karşılaştıklarında gerilemektedirler.

5- Başarı İçin Zeka Kişilikle Bağdaşmalıdır

Başarılı ve başarısız öğrencileri seçerken, zeka belirleyen ölçütleri göz önüne alarak, onların hepsinin liseyi, hatta üniversiteyi bitirmeye yeten bir zeka düzeyine sahip oldukları varsayımıyla hareket ettik. Bunun için de araştırmaya aldığımız öğrencilerin tümüne WAIS ZEKA TESTİ SÖZEL BÖLÜMÜ nü uyguladık.(el maharetlerini içermeyen bölüm)

Tablo - 1 incelendiğinde başarılı ve başarısız olmak üzere iki ana gruba ayırdığımız öğrencilerin zeka bölümleri bakımından anlamlı faklılıkları bulunmadı. Başarılı öğrenciler sadece başarısız öğrencilere göre daha yüksek puan aldılar. Zeka yönünden 20 yıl sonra yapılan araştırma, ortaya anlamlı bir farklılık koymamıştır.

6 -Önemli Olan, Kişinin Zeka Özelliklerini Bilmesidir

Kuşkusuz, zeka bölümünden söz ederken, zeka bölümünü oluşturan faktörlerin hangisinin başarıda daha fazla etken olduğunu söyleyebilmek pratik hayatta pek kolay olmaz. Günlük yaşamda biliriz ki, uzun zaman gitmediğimiz bir çevrede, adımızla hitap edilmesi, unutulmadığımızı göstermesi bakımından bizi memnun eder, hatırlayanlara da olumlu puan kazandırır.

Birey başarı kazanabilmek için kendi zekasının özelliklerini bilmek zorundadır. Örneğin bir politikacı, bir avukat el maharetlerini geliştirmese de olabilir. Ama konuşma yeteneklerini ve topluluklara ulaşabilme yetilerini geliştirmek zorundadır.. ... gibi. Gençlik dönemindeki yetenekler daha sonraki yıllarda anlamlı bazı değişikliğe uğramamaktadır. Yani kişi zeka yetenekleri bakımından gençliğinde neyse, orta yaşlılığında da odur. Ancak kendilerini geliştirmek için sürekli çaba harcayan bireyler düşünce ve davranış esnekliği kazandığından, varolan zeka potansiyeli daha verimli hale gelmektedir.

  1. Ailelerle, Başarılı Ve Başarısız Öğrencilerin Mizaç Özellikleri

 

Aileye göre başarılı öğrenci

Aileye göre başarısız öğrenci

Başarılı öğrenciye göre aile

Başarısız öğrenciye göre aile

Neşeli

Kolay uyar

Hırçın

Sosyal, girişken

Mantıklı

İyimser

Durgun

Uysal

Öfkeli

Uyumsuz, çekingen

Duygusal

Kötümser

Neşeli

Sosyal

Koruyucu

Arkadaşça

İyimser

İşbirlikçi

Huysuz

Sosyal olmayan

Koruyucu

Arkadaşça olmayan

Kötümser

Anlayışsız

Tablo - 2

8 - Benzerliğin Nedeni: Özdeşleşme

Çocuk geliştikçe anne baba davranışlarına benzeyen birçok özellik kazanmaya başlar. Bazen genç bir çocukla anne babanın yürüyüşleri, jestleri ve konuşma tarzlarındaki benzerlik o kadar çarpıcıdır ki, çocuğun anne babayla tam özdeşleştiği düşünülür. Örneğin, çocuklar anne babalarını her konuda taklit etmezler. Bir genç, annesinin sosyal davranışlarını, mizah anlayışını taklit edebilir; ahlak değerlerini benimseyebilir. Anne baba çocuğun ilk ve en sık olarak ilişki kurduğu kişiler olduğu için özdeşleşme kaynağı onlardır. “ Bu sebeple ailenin eğitimi ve geleneklerine, kendi örf -adetlerine bağlı olması çocuğunda bu doğrultuda yetişmesini sağlayacaktır.”

9- Başarılı Öğrenciler Daha Çok Anneye Benziyor

Anne babalarıyla davranış benzerlikleri araştırılan üniversite öğrencileri mizaç ve eğlenme ilgilerinde karşı cinsle olan ebeveynle daha çok benzerlik göstermişlerdir. %40 dan fazla erkek çocuk anneleriyle, aynı oranda kız çocuk da babalarıyla benzerlik göstermişlerdir.

 

Başarılı

Öğrencilerde

Başarısız

Öğrencilerde

Benzeyen Özellikler

Mizaç

Eğlenme ilgileri

Mizaç

Eğlenme ilgileri

Sadece babaya

% 25

% 27

% 29

% 31

Her iki ebeveyne

% 19

% 31

% 33

% 25

Sadece anneye

% 52

% 32

% 35

% 33

Hiçbir ebeveyne

% 3

% 8

% 3

% 10

Doğrusu bilinmeyen

% 1

% 2

% -

% 1

TOPLAM

% 100

% 100

% 100

% 100

Tablo - 3

10- Değer Ölçüleri Ve Tutumlarda Da Tutarlılık Var

Danimarka ve Amerika’da yapılan bir araştırmada, anne ve ergen tutumları arasında büyük bir benzerlik olduğu göze çarpmıştır. Her iki ülkede de ergenlerle annelere yöneltilen, “Başarılı olmak ve hayatta ilerleyebilmek için ne gerekir?” sorusuna aşağıdaki cevaplar alınmıştır.

İki ülke arasındaki farklılıklar anne - çocuk farklılığından daha önemlidir. Amerikalılar çok çalışmayı, Danimarkalılar ise hoş bir kişilik ve başkalarıyla beraber olma yeteneğini başarı için birinci planda görmüşlerdir.

Cevaplar

Birleşik Devletlerde

Danimarka’da

 

Ergenler

Anneler

Ergenler

Anneler

Çok çalışmak

% 52

% 56

% 13

% 9

Hoş bir kişiliği olmak

% 22

% 17

% 43

% 50

Gerekli kişiyi tanımak

% 4

% 2

%12

% 10

Para biriktirmek

% 1

% 2

% 5

% 3

Yüksek öğrenim

%18

% 22

%23

% 27

Özel yetenek

% 3

% 1

% 4

% 1

TOPLAM

% 100

% 100

% 100

% 100

Tablo - 4

11- Yaşıt Grupların Etkisi Ne Zaman Güçlü Olur

Yaşıt gruplarının en etkili olduğu durumlar, aile ile eksikliği ve doyurucu olmayan bir ilişki söz konusu olduğu hallerdir. Özdeşleşme sorunları ergenlik dönemiyle bitmez. Otuz yaşına gelip nasıl olmak istediğine, hayattan neler beklediğine karar vermemiş kişi pek çoktur.

12- Liderlik Başarılı Öğrencilerin Kişilik Özelliği

Kişiliğin liderlik özellikleri de başarıyla yakından ilgisi görülen bir olgudur.

Liderlik özelliklerinin ortaya koyan bu sorulara göre başarısız öğrenciler klikler ve mahalle arkadaşlarını, başarılı öğrenciler ise okuldaki kulüpler ve organizasyonları tercih etmekte, okul faaliyetlerindeki liderlik görevlerini de çoğunlukla başarılı öğrencilerin üstlendiği görülür. Liderlik için çoğunlukla başarılı öğrenciler grubunda yer alan öğrenciler seçilmektedir. Lider olmak, kişileri yönetmek, fazla şeyler ummak gibi özelliklerde başarısız öğrencilerin değil, başarılı öğrencilerin beklentileri arasındadır.

  1. Kişilik Ve Davranışlar Temelde Aile

Tutumlarına Göre Biçimleniyor

Kişilik özelliklerinin başarı ve başarısızlıkla ilgisi araştırılırken ilk akla gelen, bu niteliklerin oluşup biçimlenmesinde ana babanın ne ölçüde rolü olduğudur.

Kendilerine uygulanan disiplin çeşidinin otoriter, demokratik ve gevşek türden hangisine uyduğunu ve disiplin türü için düşüncelerini sorduğumuz öğrencilerin büyük çoğunluğu, kendilerine uygulanan disiplinin otoriter olduğunu, ancak demokratik şekli tercih ettiklerini söylemişlerdir.

Uygulanan disiplin türü

Başarılı öğrenciler

Başarısız öğrenciler

TOPLAM

Otoriter

% 40

% 51

% 91

Demokratik

% 47

% 18

% 65

Gevşek

% 13

% 31

% 44

TOPLAM

%100

% 100

 

Tablo - 5

14- Başarılı Ve Başarısız Öğrencilerin Zeka Faktörü Bakımından

20 Yıl Sonraki Görünümleri

Wais

Başarılı Öğrenciler

Başarısız Öğrenciler

Zeka Testi

1970 (144 kişi)

1990 ( 32 kişi)

1970 (144 kişi)

1990 (32 kişi)

Genel Bilgi

Yüksek

% 31

% 44

% 14

% 25

Orta

% 52

% 31

% 67

% 44

Düşük

% 17

% 25

% 26

% 31

Muhakeme

Yüksek

%28

% 47

% 12,5

% 25

Orta

% 55,5

% 28

% 65

% 47

Düşük

% 17

% 22

% 29

% 28

Aritmetik Yetenek

Yüksek

% 29

% 50

% 13

% 31

Orta

% 53,5

% 25

% 62,5

% 37,5

Düşük

% 17

% 25

% 24

% 25

Soyut Düşünce

Yüksek

% 28,5

% 56

% 13

% 50

Orta

% 54

% 25

% 62,5

% 31

Düşük

% 17

% 19

% 24

% 12,5

Bellek

Yüksek

% 29

% 53

% 12,5

% 37,5

Orta

% 55

% 28

% 67

% 25

Düşük

% 17

% 19

% 24

% 37,5

Tablo - 7

  1. Zeka Faktörü Hayat Başarısı İlişkisi

Hayat Başarısı

Zeka Bölümleri (32 kişi)

 

Yüksek

Orta

Düşük

Aile Başarısı

% 56

% 12,5

% 31

İş Başarısı

% 59

% 31

% 9

Sosyal Başarı

% 69

% 6

% 6

Tablo - 6

16 - Ne Kadar Ve Nasıl “Sorumluluk” Verelim?

Orta öğretim dönemi ergen için kişiliğinin biçimlendiği bir evredir. Kişilik gelişimi için çok gerekli olan sorumluluk duygusunun gelişmesi de bu dönemde son şeklini alır. Sorumluluk duygusuyla başarı arasında olumlu bir ilişki olduğu gerçektir. Sorumluluğun çeşitli konularda çok iyi gelişmemiş olması, hayata hazır olmayış, gencin kendini bir boşluk içinde hissetmesi gibi duyguları da beraberinde getirmektedir.

Anne babanın bu konuda bilinçli davranması yada önemsememesi, ilgisiz kalması, çocuğun bu duygusunu geliştirebilir veya körletebilir. Örneğin, çocuğun yaşı için ağır gelebilecek bir sorumluluğun verilmemesi ve zamanından önce sorumluluktan yıldırılmaması gerekir.

17 - “Değersizlik” İnancı Güvensizlik Doğurur

Araştırmamızda başarılı öğrenciler grubunda oldukları halde, değersizlik inancı ve güvensizliği bir kişilik özelliği olarak taşıyan öğrencilere de rastlanmıştır. Bütün öğrencilerin birbirini tanıdığı bir sınıfta “Eğer lider seçmeniz isteseydi kimi seçerdiniz” sorusuna cevap olarak; kendini değerlendirme puanı yüksek olanların %47 si 1.derecede lider, kendini değerlendirme puanı orta olanların % 32 si 2.derecede lider, kendini değerlendirme puanı zayıf olanların % 15 i lider olarak seçilmiştir.

Kişinin kendini değerlendirme ölçüsünün temeli büyük çapta ailesinin yetiştirme tarzında yatar. Bu konunun devamında şu başlıklar yer alıyor.

18 - Başarı Güdüsünü Yaratan Ya Da Engelleyen Etkenler

Bir ZEN ustası yanında öğrencileriyle birlikte gezinirken, tilkiden kaçan bir tavşanı gösterir ve şöyle der: “Eski bir hikayeye göre, tavşanlar tilkilerden daha hızlı koşarlar”

“Hayır” diye itiraz eder bir öğrenci.”Tilkiler daha hızlı koşarlar”

“Ama tavşan tilkiden kurtulacak “ der bu kez usta.

“Bundan nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?” diye sorar öğrenci.

“Çünkü tilki sabah kahvaltısı için, tavşan ise canı için koşuyor “ diye cevap verir ustası.

Birçok psikolog, güdülenmeyi(motivasyonu) davranışı harekete geçiren ve ona yön veren olgu olarak niteler. Başarı güdüsünün gelişmesinde, toplumsal çevrenin rolü birçok yazarca anlatılmıştır. Başarı güdüsünün gücü önce kişinin genel enerji düzeyine bağlıdır. İkincisi, kültürel etkiler, okul eğitimi ve başarı konusundaki aile değerleriyle ilgidir. Üçüncüsü, bireyde bağımsızlığı, kendine güveni, kusursuz olma isteğini geliştirecek çocuk eğitimidir.

Bu konunun devamında şu başlıklar işlenmektedir.

19 - Olumsuz Güdülenme İnadına Başararak Kendini Kanıtlama

Övgü ve yapıcı eleştiriler çocuğun başarı güdüsünü harekete geçirmekte olumlu rol oynarken, kişiliğe yönelen olumsuz eleştiriler, küçümsemeye yatkın olan ifadeler çocukta bunlara karşı tepki oluşturur. Kişiliğine yönelmiş olumsuz eleştirilerden rahatsız olan, kendini aptal ve beceriksiz hissetmeye itilen genç, bu değerlendirmeyi gerçek olarak kabul ederse, kendine güvenini, dolayısıyla da girişimde bulunma, deneme cesaretini yitirir. Sonuçta olaylardan kaçmak için “eğer denemezsem başarısızlığa uğramam” gibi yanlış bir düşünceye kapılabilir. Örneğin, şişman görünüşünden dolayı çeviklik gerektiren bir uğraşta, “ Sen mi yapacaksın?” diye küçümsenen genç, kırgınlık ve öfke duygularını biriktirerek hiçbir sosyal etkinliğe katılma cesaretini gösteremeyebilir.

Çocuğunuzu yola getirmek için kullandığınız kırıcı ve olumsuz ifadeler o anda kırgınlık ve öfke yaratırken, ileriye yönelik olarak da öç alma ve kendini kanıtlama şeklinde bir tepki oluşturabilir. Böyle bir küçümsemeye karşı bu tür bir meydan okumayla tepki vermek, özsaygıyı koruma çabasından başka bir şey değildir.

20- Ana Babaların Ve Diğer Önemli Kişilerin Umut Ve Beklentileri

Araştırmamızda liseli öğrenciler ana babalarının gençliklerinde sahip olamadıkları araba, arkadaşlar, para ve iyi bir eğitim gibi olanaklara çocuklarının sahip olmasını istediklerini belirtmişlerdir. Öğrenciler bunların bir kısmını yaparken hoşnutluk duydukları gibi bir kısmının da altında ezilip kalınca aşağılık duygusuna kapılarak varolma yeteneklerini de kullanılamaz hale geldiklerini belirtmişlerdir.

Ergenin ilgileri, başarı umma düzeyini iki yönden etkiler: Birincisi, aspirasyonların hangi alanda gelişeceğini belli eder, ikincisi başarı umma düzeyini sınırlar.

21- “Amaç Edinme” yi Neler Etkiler

Amaç edinme davranışını etkileyen faktörler şunlardır. Kültürel idealler, Aile çeşidi ve zeka faktörü.

22- Kendini Gerçekleştirmeye Götüren Davranış Ve Kişilik Özellikleri

23- Ailenin Sosyo - Ekonomik Durumu Öğrencinin Başarısını Nasıl Etkiliyor?

Öğrencinin sosyo - ekonomik durumu incelenirken, ailenin gelir düzeyi, anne babanın öğrenim ve meslek durumları, oturdukları evin bulunduğu yer, içinde kaç kişi yaşadığı gibi değişkenler, geniş anlamıyla “sosyal sınıf” ı belirlemektedirler. Toplum içinde sosyal sınıf farkları olmadığı kuramsal olarak ifade ediliyorsa da, kişinin ait olduğu sosyal sınıf, kişiye sağladığı kolaylıklar ya da engellemelerle çok çeşitli biçimlerde varlığını göstermektedir.

Bu bölünde yazar konuyu anket sonuçlarıyla da ele alarak yorumluyor. Devamında şu başlıklar bulunuyor.

Annenin sabahtan akşama kadar çocuğun yanında olması değil, verilen eğitimin kalitesi önemlidir. Yalnızca ev kadınlığı ve anne rolüyle yetinmek durumunda olan, hayattan bezmiş kadınlar, çocuklarına düşüncesiz ve ilgisiz davranmaya daha yatkındırlar.

Başarılı Ve Başarısız Öğrencilerin Ailelerinin Öğrenim Düzeyleri 144 Kişi

Öğrenim Düzeyi

Başarılı Öğrencilerin

Başarısız Öğrencilerin

Anneleri

Babaları

Anneleri

Babaları

1- Hiç okula gitmemiş % 4 % 1,5 % 2 % 2
2- İlkokula gitmiş % 10,5 % 4 % 14 % 7
3- İlkokulu bitirmiş % 14 % 14,5 % 26 % 28
4- Ortaokul, enstitü ve ya sanat okuluna gitmiş % 17 % 7 % 14,5 % 9
5- Ortaokul veya dengini bitirmiş % 13 % 10,5 % 16 % 14
6- Lise veya dengine devam etmiş % 12 % 8 % 16 % 14
7- Lise veya dengini bitirmiş % 13 % 17 % 3,5 % 13
8- Üniversite veya yüksek okula devam etmiş % 3,5 % 8 % 5 % 1,5
9- Üniversite veya yüksek okul bitirmiş % 12,5 % 26 % 3 % 12
10-Üniversite sonrası eğitim görmüş % -- % 3 % -- % --

Tablo - 8

24- Okul Ve Öğretmen Başarısı Da Başarılı Öğrencilerinin Sayısıyla Ölçülür

Okul faktörü, öğretmenin tutumu ve kişiliğiyle ilgili olarak hem öğrenci, hem de öğretmene aynı soruları değişik biçimlerde sorarak her iki tarafın da görüş açısını değerlendirmeye ve eğitim sisteminin okul başarısı üzerindeki rolünü saptamaya çalıştık.

25- Eğitim: Kişiyi Bilinçli Etkileme

Çok geniş bir kapsamı olan bu konuyu kişiye yapılan bilinçli bir etkileme olarak kabul edersek, bu etkilemenin amaçlarını da değişik şekillerde açıklayabiliriz. Şöyle ki:

26- Herkesin Eşit Başarı Olanağına Sahip Olduğunu Söylemek Daha Büyük Eşitsizlikler Doğurur.

Türkiye de eğitim eşitliğinin hukuki yönden teminat altına alınmasına rağmen, ekonomik, coğrafi, sosyal ve politik etkenler eğitimde eşitsizliği doğurmaktadır. Bu etkenlerin meydana getirdiği eşitsizlik yaygın bir ayırıma neden olmaktadır. Ailelerinin ekonomik durumlarından dolayı zorunlu eğitimi bile tamamlayamayan öğrenciler vardır.

Konunun devamında şu başlıklar işlenmektedir.

27- Öğrencilere Göre “İyi Öğretmen”İn Nitelikleri

Birleşik Amerika da bir öğretmenin sınıfından beğenilmesini sağlayan kişilik çizgilerini belirlemek üzere yapılan bir araştırmaya göre, öğrencilerce en çok vurgulanan 12 nitelik şöyledir:

  1. İşbirliğine dayanan demokratik tavır
  2. Her çocuk için sevecen ve saygılı olma
  3. Sabır
  4. Geniş ilgiler
  5. Hareket ve görünüş
  6. Doğruluk ve taraf tutmamak
  7. Esprili olmak
  8. Tam itidal ve metanet
  9. Öğrencilerin sorunlarına ilgi duymak
  10. Esneklik
  11. Cesaret verme ve takdir etme konusunda iyi niyet
  12. Özel bir konuyu öğretmede olağanüstü başarı

Değişik ülkelerde yapılan araştırmalara göre saptanan bu özelliklerle, bizim araştırmamızdaki öğrencilere göre “iyi öğretmen” özelliklerinin nasıl bir paralellik gösterdiğini görmek için sorulan sorulara verilen yanıtlar şöyledir:

  1. Öğretmenin sınıfta her öğrenciye eşit davranması
  2. Öğrenci dersini çalışamadığı ve sözlü sınavlarda başarısız olduğu zaman öğretmenin sert eleştiriler yapmaması, hakaret edici sözler söylememesi
  3. Sınıfta öğretmenin çok otoriter davranarak rahatsız edici bir sükunet istememesi; normal hareket ve konuşma serbestliği tanıması
  4. Kendi sorunları ve sıkıntıları olduğu zaman sınıfa haşin davranmaması
  5. Dersleri soyut olmaktan çıkarıp güncel örnekler vermesi, çevre kaynaklarından ve örneklerinden yararlanarak daha cazip hale getirmesi
  6. Derste bir davranışı beğenmediği öğrenciyi sınıf önünde küçültmeden, hesap sormadan, yalnız olarak karşısına alıp onu tanımaya, davranışının nedenlerini anlamaya çalışması
  7. Sınıfta keyifsiz veya huzursuz olan öğrencileri fark ederek onları psikolojik dünyalarıyla da tanımaya çaba göstermesi
  8. Sınıfta bazı öğretmenlerin disiplin kuruluna gönderebilecekleri olayları öğretmenin kendi olanaklarıyla aydınlatmaya çalışarak, öğrencileri maddi cezalardan koruması ve istenilmeyen davranışlarını düzeltmelerine yardımcı olması
  9. Sınıfta şakacı mizacıyla esprili bir hava yaratması, ciddi dersin içine ilginç örnekler ekleyerek öğrencilerin dikkatlerinin dağılmasını önlemesi

Bu konuların devamı şu başlıklar altında işlenip değerlendiriliyor:

  1. Öğretmenin kişisel sorunları
  2. Öğrenciyi yetiştirmek için gerekli psikolojik yatırımları yapamaması
  3. Ekonomik sorunlar

28- Meslek Seçiminde Son Sözü ” Bireysellik ” Söylemeli

Aile meslek seçiminde çocuğu yönlendirmeli fakat kararı kendisine bırakmalıdır. Kendi hayalindeki mesleği çocuğa dayatmamalıdır. Meslekleri tanıtarak ona yol göstermelidir.

Meslek seçiminde çocuklarının istek ve tercihleri konusunda ailenin vurdumduymazlığı, genellikle başarısız öğrencilerde çok belirgindir. Aileler genelde çocuğa meslek seçimi konusunda kendi hayalindeki meslek konusunda dayatma uygulamaktadırlar.

Meslek seçiminde ana babanın soruna yönelik tutumu, önceden karar vererek açıklama yapmak değil, çocuklarıyla birlikte çözüm yollarını araştırması, en doğruyu birlikte bulma çabası olmalıdır.

29- Stres, İnsanın Dünyaya Bakış Açısından Kaynaklanır

Stres, bedensel ve ruhsal olarak bizi zorlayan tehditler karşısında yeni bir uyum yapma çabasına girmemizdir. Kişiye stres duyuran şeyler dış koşullardan kaynaklandığı gibi, insanın olaylara bakış açısından da kaynaklanabilir. Stres, yaşamın ve insanın yapısında olan bir şeydir. Yaşantıyı üzücü olaylardan soyutlayarak, hep mutlu, neşeli, olumlu olaylarla dolu düşünmek mümkün değildir. Yaşadığımız sürece stres yaratan olaylar hep varolacaktır.

Konu başlıkları:

Ağabeyi bu sözlerden sonra bu kadar kısa bir süre içinde daha önce başlayıp da yarım bıraktığı kitabı yazmış ve ölümünden sonra kardeşi “Yağa’ya verilmek üzere, kitabı şu ithaf cümlesiyle bırakmış.” Önemli olan, sizin hayattan bekledikleriniz değildir. Hayatın sizden bekledikleridir. Ben hayatın benden beklediklerini bu kitabımla verebildim mi acaba?”

  1. Sorunlarınıza büyüteçle bakın
  2. Kendinize acımayın
  3. Sorunu önemsizleştirmeye çalışın
  4. Sorunu parçalara bölün
  5. Sevilen ve seven kişi olmaya çabalayın
  6. İlgilerinizi genişletin
  7. Kendinize vakit ayırın
  8. Başkalarına danışmaktan ve yardım istemekten kaçınmayın
  9. Kendinize bir meşguliyet bulun
  10. Olayları kabullenin
  11. Yaşamda kayıplar: Her yaşamda yanlış şeylerle karşılaşılır.
  12. Eleştirilere açık olun
  13. Küçük, unutabileceğiniz şeylerin sizi rahatsız etmesine izin vermeyin
  14. Kin gütmeyin
  15. Birileriyle konuşun
  16. Yalnızlık: Mümkün olduğu kadar yalnızlıktan uzak kalın.
  17. Sinirliliğinizi yenin
  18. Kederleriniz geçecektir.
  19. Uykusuzlukla mücadele

30- Psikolojik Savunmamızı Kişisel Özelliklerimize Ve Kültürel Etkenlere Göre Seçeriz.

Günlük hayatın getirdiği sorunların ciddi psikolojik rahatsızlıklara yol açmaması için birey bazı çıkar yolları bulmak zorundadır. Gerilime dayanma yeteneği kişiden kişiye değişir. Ama herkesin kendine göre bir sınırı vardır. Bu farkı oluşturan şey, şu üç sorudur.

  1. Tehlikeye giren nedir? B- Tehlikenin kaynağı nedir? C- Tehlikeye karşı çaresiz olmaya ne sebep olur?

Bu üç sorunun cevabını vermek, savunma mekanizmaları arasındaki farka ışık tutar.

Konunun içerdiği alt başlıklar:

  1. İnsan İlişkilerinde Başarının Anahtarı:İletişim

Duygudaşlık başkalarının duygularını anlama yeteneğidir. Ana baba çocuğun

sorunlarıyla ilgilenirken kendilerini onun yerine koyabilmeye çalışmalıdırlar. Onun yaşı ve durumunda neler hissedilebileceğini anlamaya çaba göstermeleridir. Ana baba çocuklarının özel dünyasını kendi dünyalarıymış gibi algılayabildiğinde, iki taraf arasında iletişim daha rahat kurulabilir.

% 72 olarak saptanmıştır. Bu bölümde iletişimi engelleyen nedenler üzerinde duruluyor.

SORULAR

Başarılı Öğrenciler=144 kişi

Başarısız Öğrenciler=144 kişi

 

Evet

Hayır

Bazen

Evet

Hayır

Bazen

Anne babanızla aranızda arkadaşlık varmıdır?

% 59

% 28

% 13

% 31

% 51

% 17

Anne babanızla her türlü konuyu tartışamamaktan şikayetçimisiniz?

% 50

% 28,5

% 21,5

% 48

% 31,5

% 17

Tablo - 9

32- Duygusal Olgunluk, Hoşgörü ve Çatışmaları Başarıyla Çözmek

Yaşamın anlamı, sağlıklı düşünen herkes için mutlu olabilmektir. Mutluluk ise bireyin çevresiyle kurduğu ilişkilerin başarılı olmasına bağlıdır.

Mücadelede iletişim biçimini ağırlık, anlaşma ve pazarlık olarak üç ana temele bağlayabiliriz.

İşte size başarılı çözüm için akılda tutulması gereken birkaç nokta:

33- Her Şey Gibi Başarının da Bir Bedeli Vardır

Günümüzde insanlar hangi sosyal sınıf içinde olursa olsun, bir üstteki sınıfın yaşam biçimlerini, onlarla aynı harcamalar ve tüketim düzeylerine ulaşırlarsa, gerçekleştireceklerine inanıyorlar. Ne var ki, böyle büyük bir çalışma çabası içinde kendilerine ayıracak zamanın azlığı yüzünden insan ilişkilerinde başarısızlığa uğrayabiliyorlar. Çalışmayla elde edilen teknik kolaylıklar artarken, psikolojik yorgunluk ve gerilimler de kişiyi önlenemez boyutlarda bir yalnızlığa itiyor.

Sonuçta, birey gençliğinde derslerin dışında bir hayatın varolduğunu öğrenmemişse, yetişkin yaşamında da işin dışında bir hayat olduğunu genellikle kabul edememektedir. 20 yıl sonra kaygı düzeyleriyle başarı alanları arasındaki ilişkiyi araştırdığımız zaman, lise döneminde benlik bütünleşmesini tam yapamadığı ve iç benden gelen sesleri iyi duyamadığı için genel kaygı düzeyi yüksek olan öğrenciler, yetişkin yaşamlarında da aile ve sosyal başarı yönünden düşük puan almışlardır. Sözün kısası, okul başarısı çok yüksek olan öğrenci, eğer sosyal yaşamını nasıl değerlendireceğini öğrenmemişse, potansiyel bir işkoliktir.

Kitabın Sonu: Anket

- - -

   UNONIC - United Names Organisation. smartdots. smart dots for a smart net.